Tekrar merhaba,
Birinci sayımız çıktıktan üç hafta sonra 6 Şubat depremlerini yaşadık. 11 ilde milyonlarca insanı doğrudan etkileyen bu depremlerin üzerinden aylar geçti.
İktidar, depremin ilk anlarından itibaren halkı nasıl yalnız bıraktıysa aylar sonra da durum aynı. Sermaye devleti, sermayenin çıkarları odaklı bir afet yönetimini hayata geçirdi. Halkın enkaz altında yardım beklediği anlarda iktidar ve sermaye güçleri ortak toplantılar düzenleyip deprem bölgesinin moloz ve inşaat parsellerini bölüşüyordu.
Elbette çocuklar için de durum aynıydı. Milyonlarca çocuk etkilendi, binlerce çocuk yaşamını yitirdi, on binlercesi yaralandı, sakat kaldı, yine on binlercesi hastanelerde günlerce refakatsiz bekletildi, yüzlerce çocuk çeşitli biçimlerde kayboldu. Depremin üzerinden aylar geçtikten sonra eğitimden sağlığa, barınmadan beslenmeye çocukların hemen hemen hiçbir ihtiyaçları karşılanmadı. Halkın, “yardımseverlerin” insafına bırakıldı çocuklar!
Ayrıca bu depremlerde gördük ki halkın halktan başka kimsesi yok! Halktan halka köprüler kuran sosyalist partilerin, devrimci demokratik yapıların varlığının ne kadar hayati olduğunu da gördük, iktidarın acizliğini de.
O halde, hem bu depremde çocukların neler yaşadığını not etmeye, tarihe kaydetmeye ihtiyacımız var hem de yaratılan olumlu deneyimlerin altını çizmeye.
Bu nedenle ikinci sayımızda, bunları bir daha yaşamamayı umarak ve aynı zamanda yaşananlar karşısında çocukları korumak, onlarla birlikte yaraları sarıp yeniyi inşa edebilmek için deprem ve çocuk haklarına odaklandık.
Bu sayımız, depremde kaybettiğimiz tüm çocuklar için.
Bir de annesi depremin ilk anlarından itibaren kayıp çocuklar için çalışırken kendini içerilerde tutmayı başaran ve yakında aramıza katılmasını umduğumuz Deniz bebeğe…
İçindekiler
Bu Çemberi Kuranlar: Damla Şahin, Esra Şener, Hatice Göz, Mihriban Randa, Sedanur Uğur, Sinem Atasoy
Grafik Tasarım: Erkan Gökber

