Ülkede birçok doğa olayı gerçekleşiyor ancak bunların çoğunu felaket olarak adlandırıyoruz. Doğa olaylarının felakete dönüşmesinden sorumlu olanlar var. Depremde de bu sorumlular arasında en çok konuşulanlar özel firmalar, müteahhitler idi ancak en büyük sorumluluk denetim mekanizması tamamen çökmüş durumda olan kamu kurumlarında olduğunu hatırlatmakta fayda var. Yaklaşık altı ay önce yaşanan Kahramanmaraş merkezli 10 ili etkileyen birçok yıkıma ve mağduriyete sebep olan bir afet herkes için çok fazla yokluğu ve kaosu beraberinde getirdi. Sağ kalanlar arasında yine en çok etkilenenler deprem öncesinde de dezavantajlı konumda olanlardı.
Dezavantajlı gruplar arasında çocuklar da vardı. Kaçırılan çocuklar, ailesi bulunamayan çocuklar, nereye gönderildiği bilinmeyen çocuklar, üşüyen çocuklar, beslenemeyen çocuklar…. Çocuklara dair böyle birçok durumdan bahsediyoruz maalesef ki. Deprem sonrasında yaşamın devam edebilmesi ile ilgili birçok sorun oluştu, en önemli sorunlardan biri de çocukların yeterli, dengeli beslenememesi, açlıkla karşı karşıya gelmiş olmasıydı.
Çocukların sadece paketli gıdalarla beslendiği, taze sebze ve meyveye hiçbir şekilde ulaşamadığı, minimum miktarda dahi protein alamadığı bir ortam bulunmaktaydı ve bu sorunlar üzerinden bir ay geçmiş olmasına rağmen tam anlamıyla ve sistematik bir çözüm üretilememişti.
Deprem öncesinde çocukların beslenme hakkı ile ilgili sorunlar yoksullaşmanın artması, gıda krizi, enflasyon gibi sebeplerden dolayı oldukça fazla gündeme gelmeye başlamıştı. Ancak depremle birlikte, hiçbir hazırlığı olmayan kamu kurumlarının beslenmeye dair de bir acil durum programı olmadığı ortaya çıktı. Bu durum krizi çok daha derinleştirdi. İlk beş günlük süreçte yoğun açlık yaşayan çocuklar altıncı günden sonra ancak düzenli sıcak yemeğe ulaşabildi. Sürecin en başından beri köylere ulaşım çok zordu. Birçok köye sonradan yemek ulaştırıldığı halde onuncu gününden sonra yeniden yemeğe ulaşmada zorluklar yaşandı. Beslenmeyle ilgili genel süreç böyle devam ederken çölyak hastalığı, laktoz intoleransı gibi beslenmeye dayalı hastalıkları olan ve özel diyet ile beslenmesi gereken çocukların diyetleri bazı STK’lar hariç akıllara dahi gelmedi. Çocukların sadece paketli gıdalarla beslendiği, taze sebze ve meyveye hiçbir şekilde ulaşamadığı, minimum miktarda dahi protein alamadığı bir ortam bulunmaktaydı ve bu sorunlar üzerinden bir ay geçmiş olmasına rağmen tam anlamıyla ve sistematik bir çözüm üretilememişti. Şu an geldiğimiz noktada da yaptığımız görüşmelere göre çok fazla ilerleme olmadığını söyleyebiliriz. Genel duruma bakıldığında depremin bilançosu beslenme açısından da oldukça kötüydü.
Nasıl olmalıydı, beslenme hakkının gereklilikleri nasıl yerine getirilebilirdi, çocukların nasıl beslenmesi gerekirdi, çocukların beslenme hakkı için ilerleyen süreçlerde neler yapılmalı, bir sonraki oluşabilecek doğal afet, salgın gibi durumlarda çocukların en temel hakkı olan beslenme hakkı için ne yapılabilir? Yazının geri kalanında bu sorulara cevap arayacağım.
Çocukların büyüme ve gelişme dönemlerinde yeterli ve dengeli beslenmesi ayrıca önemlidir. Dokuların gelişimi, büyümenin ilerlemesi, kronik hastalıkların önlenmesi açısından yeterli ve dengeli beslenme büyük önem taşımaktadır.
Beslenme, büyüme ve gelişmenin sağlanması ve sağlıklı bir yaşamın devamı için besinlerin kullanılmasıdır. Beslenme hakkı, her insanın sadece insan olmasından kaynaklı temel insan haklarından biridir. İlk kez 1948 yılında İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde yaşama standartları hakkı çerçevesinde tanımlanırken çocuk hakları sözleşmesinde de belirtilmiştir. Beslenme hakkının sağlanabilmesinin temel adımlarından biri çocukların sürdürülebilir bir şekilde yeterli, güvenli, besleyici olan gıdaya fiziksel ve ekonomik olarak ulaşmasını tarifleyen gıda güvencesine sahip olmaktan geçmektedir. Gıda güvencesi kavramı, toplumsal olarak aktif ve sağlıklı bir yaşam için gerekli olan beslenme gereksinimlerini karşılayan; yeterli, güvenli, besleyici olan gıdaya fiziksel ve ekonomik olarak sürdürülebilir şekilde ulaşılabilmesini tariflemektedir. Beslenme hakkının sağlanabilmesi için gıda güvencesinin oluşturulmuş olması gerekir. Çocukların gıda güvencesini sağlamak başta kamunun sorumluluğundadır.
Çocukların büyüme ve gelişme dönemlerinde yeterli ve dengeli beslenmesi ayrıca önemlidir. Dokuların gelişimi, büyümenin ilerlemesi, kronik hastalıkların önlenmesi açısından yeterli ve dengeli beslenme büyük önem taşımaktadır. Ancak özellikle son yıllarda beslenme hakkının korun(a)maması, yetersiz beslenme sebebiyle çocuklarda bodurluk, gelişim geriliği, vitamin mineral yetersizlikleri artış göstermekte; kan, kas ve kemik dokusunda bozukluklarına neden olabilmektedir. Bodurluk, gelişim süreçlerini izleme de önemli bir veridir. TOÇBİ Projesi araştırma raporuna göre çocuklardaki bodurluk sorunu sıklığının ise %7.5-24.7 olduğu görülmektedir.1 TÜİK’in Mart 2023’te paylaştığı Türkiye Çocuk Araştırması2nda da 100 çocuktan sadece 12.7’si et, tavuk, balıktan birini her gün tüketebilmekte geri kalan 88 çocuğun durumuna dair herhangi olumlu bir şey söylenmediği görülmektedir. Çocukların zihinsel gelişimlerinin devam ettiği bu dönemde vitamin, mineral yetersizlikleri de önemli bir sorun haline gelmiştir.
Bir çocuğun hayatındaki ilk 1000 günde demir eksikliği gibi beslenme eksikliklerinin bilişsel, sosyo-duygusal, motor ve fizyolojik sağlıklarını etkileyebileceği, beyinlerinin gerçek yapısını değiştirebileceği üzerine araştırmalar bulunmaktadır
Gıda güvencesizliği çocukların yaşamlarının her boyutunda karşılarına çıkmaktadır. Yemek bulamadıkları için okula gidemeyen çocuklar, evden bir boğaz eksilsin diye çocuk yaşta yapılan evlilikler, işe gitmek zorunda bırakılan çocuklar ve daha verebileceğimiz birçok örnek beslenme hakkının olmaması ile birlikte birçok hak ihlalini de beraberinde getirmektedir. Son yıllardaki süreç oldukça kötüyken, yoksulluğun artması ve depremin etkisiyle birlikte beslenemeyen, sağlıklı gelişimini devam ettirmeyen çocukların sayısı artmaktadır. Afet dönemlerinde bebekler ve çocuklar büyüme ve gelişme döneminde olduğundan dolayı beslenme yetersizliklerinden daha fazla etkilenmektedir. Depremin ilk üç gününde bölgelere ulaşıl(a)madığı için çocukların aç kalması, sürecin ilerleyen zamanlarında da dengeli beslenmenin sağlanamaması büyük bir halk sağlığı sorunu olarak karşımızda durmaktadır. Karbonhidrat ve basit şeker ağırlıklı beslenmenin yapılması, paketli abur cuburların çok yoğun olarak tüketilmesi, meyve ve sebzenin neredeyse hiç tüketilmemesi, coğrafyaya uygun olmayan gıdaların bölgeye gönderilmesi sebebiyle çocuklar tarafından tüketilmemesi çocuk beslenmesi açısından en önemli sorunlardan biri olmuştur. Bölgede kahvaltılık malzemeler dahil yeterli ve besleyici gıdaya erişim sorunu olmuştur. C vitamini gibi vitaminler vücutta depolanamadıkları için düzenli olarak alınması gerekmektedir. Ancak meyve sebze tüketiminin çok yetersiz oluşu vitamin eksikliklerini arttırarak bağışıklık sistemini düşürmekte ve buna bağlı hastalıkları arttırmaktadır. Yardımların azalmaya başlaması, aşevlerinin sayısının 10. günden sonra azalması besin yetersizliğini daha da arttırmaktadır. Depremden sonra gelişen yağmur, sel, fırtına gibi doğa olayları da çadırların yıkılmasına, içinin su dolmasına sebep olmuştur. Çadır içlerindeki gıdaların su alması, bozulması var olan gıdaların da kullanılmaz hale gelmesine neden olmuştur. Hatay gibi şehirlerde sıcaklıkların artmasıyla birlikte gıda güvenliği sorunları da fazlasıyla artmıştır. Tüm bunlara bakıldığında deprem sürecinde sağlıklı bir beslenme organizasyonu kurulamadığı açıkça görülmektedir.
Bir çocuğun hayatındaki ilk 1000 günde demir eksikliği gibi beslenme eksikliklerinin bilişsel, sosyo-duygusal, motor ve fizyolojik sağlıklarını etkileyebileceği, beyinlerinin gerçek yapısını değiştirebileceği üzerine araştırmalar bulunmaktadır.3 Çocukluk dönemindeki açlık, bir çocuğun fiziksel ve zihinsel iyilik halinden okul yaşamına kadar her şeyi etkiler. Gıdaya erişim kısıtlı ve yetersiz olan çocukların belirsizlik yaşaması hem fiziksel hem psikolojik olarak çocukları etkilemektedir.4 Açlıkla ilgili olan sürekli stres ve kaygı da çocuklar için zararlıdır. Açlık, odaklanmayı direkt etkilediğinden dolayı akademik başarılarının düşmesine neden olabilmektedir. Gıda güvencesizliği bir çocuğun konsantrasyon, hafıza, ruh hali ve motor becerilerini doğrudan etkilemektedir. Çocuklar aç olduğunda daha az enerjiye sahip olurlar bu nedenle odaklanma yetenekleri zorlaşır ve sosyal etkileşimleri de sorunlar çıkar. 5Tüm bur durumlar çocukların geleceğine doğrudan etki eder.
Çocukların iyilik halinin en önemli ayaklarından biri sağlıklı beslenmeden geçer. Karnı aç şekilde yatağa giren her çocuğun sorumluluğu devletindir. Hayırseverlikle ilerlemeyecek kadar önemli olan çocukların beslenme hakkı, kamusal bir sorumluluktur. Ailelerden önce kamunun sorumluluğunda olması gerekmektedir. Aç olan her çocuğun temel hakkı da çiğnenmiş demektir.
Genelde Türkiye’de ve özelde deprem bölgesindeki birçok çocuk deprem öncesinde de gıda güvencesi olmayan evlerde yaşamaktaydı. Gıda güvencesi olmayan ev: o hanelerde her aile üyesinin sağlıklı bir yaşam sürmesi için yeterli yiyeceğin olmadığı anlamına gelmektedir. Tahmin edebileceğimiz gibi en çok etkilenen kesim yoksul ailelerin çocukları olmaktadır.
Yoksulluğu ölçmenin yaygın bir yolu olan yoksulluk indeksi 2023 haziran verilerine göre6 dört kişilik bir ailenin aylık yoksulluk sınırı 33.789 TL’dir. Bu miktarın yakınından bile geçmeyen haneler, açlık sınırı ve altında yaşayan nice aile olduğunu da biliyoruz.
Yapılması gerekenler oldukça açıktır. Çocukların beslenmesi için gerekli olan protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve minerallerin ne kadar olduğu belli olduğundan bunlara uygun gıda kolilerinin hazırlanarak bölgedeki çocuklara düzenli ulaştırılması gerekmektedir. Gıda paketlerinin içeriği dengeli hazırlanmalıdır. Yumurta, et, süt, kuru baklagil, meyve ve sebze eklenmesi yapılmalıdır.
Altıncı ayı geride bırakırken çocukların sağlık kontrolleri ve gelişim izlemelerin yapılması için gezici sağlık ekipleri oluşturabilir. Eksikliklerin tespit edilmesi ve karşılanması kamusal bir hizmet olmalıdır.
Beslenme sorunu yaşayan çocukların bilgileri Sağlık Bakanlığında, haliyle aile hekimliklerinde mevcuttur. Aile hekimlerindeki bilgilerin kontrollerinin yapılması, ihtiyacı olan çocuklarla iletişimin sağlanması ve uygun beslenme kolilerinin sağlanması yapılabilir. Altıncı ayı geride bırakırken çocukların sağlık kontrolleri ve gelişim izlemelerin yapılması için gezici sağlık ekipleri oluşturabilir. Eksikliklerin tespit edilmesi ve karşılanması kamusal bir hizmet olmalıdır.
Okulların açılmasıyla birlikte bütün çocukları kapsayacak şekilde hafta sonu da dahil edilerek okul beslenme programları oluşturulabilir. Açlığın damgalanmasına izin vermemek, çocukların okullardaki yemeklere katılımlarının azalmaması için şu an yapılan yöntemdeki gibi sadece taşımalı sistemdeki okullara yapılması ya da programların yoksul çocukların seçilip uygulanması tarzında değil, tüm çocukların ücretsiz ve eşit şekilde yararlanacağı bir sistem geliştirilmelidir. Böylelikle hem damgalanmayı ortadan kaldırmış oluruz hem de çocukların beslenme takiplerini çok daha rahat yapabiliriz.
Okul öncesi çağı çocukları için çadır alanları ve yaşam alanlarına yakın noktalarda ortak mutfakların kurulması sağlanabilir. Çocukların bu mutfaklara yönlendirmesi, belirli saatlerle servislerle götürülmesi şeklinde bir sistematik geliştirilebilir. Beslenme bozukluğu olan çocuklar için ailelere beslenme kutuları uygun şekilde hazırlanabilir.
Yukarıda belirttiğim gibi yapılacak şeyler oldukça fazla ve uygulanabilir yöntemler. Birçok ülkede de halihazırda uygulanmakta. Çocukların tüm hayatını etkileyen bu sorunun ortadan kaldırılması için adım atılması ve kamu üzerinde bu konuya yönelik baskı yaratılması tüm yetişkinlerin sorumluluğu. Mücadele her zaman olduğu gibi uzun ve zorlu. Hepimize kolay gelsin.
- https://www.memurlar.net/common/news/documents/416093/tocbi_kitap.pdf ↩︎
- https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Turkiye-Cocuk-Arastirmasi-2022-49744 ↩︎
- J Trace Elem Med Biol. 2012 Jun;26(2-3):120-3. doi: 10.1016/j.jtemb.2012.04.020. Epub 2012 Jun 2. ↩︎
- Int. J. Çeviri Med. 2021 , 1 (3), 205-222; https://doi.org/10.3390/ijtm1030015
https://drive.google.com/file/d/1cwT4BwqOlKVoe0Y8My6JUGICkuOTFeYQ/view ↩︎ - Int J Environ Res Public Health. 2021 Sep; 18(17): 8990. Published online 2021 Aug 26. doi: 10.3390/ijerph18178990 ↩︎
- https://www.turkis.org.tr/turk-is-haziran-2023-aclik-ve-yoksulluk-siniri/#:~:text=D%C3%96RT%20K%C4%B0%C5%9E%C4%B0L%C4%B0K%20A%C4%B0LEN%C4%B0N%20GIDA%20ve,OLDU. ↩︎

